Garip Fabrika – 16
Annem duştan çıktığımı duyunca.
A: Özgün buraya gel.
Ben hemen oraya gittim. Kapıdan girmemle ağzım açık kalmıştı. Annem üstüne mavi bir gömlek, siyah yırtmaçlı etek, ten rengi çorap ve siyah topuklu ayakkabı giymişti. Saçlarını topuz yapmıştı. Çok güzel olmuştu annem.
A: Şu bekaret kemeriyle, anal plugı takalım sana. İçine de şu deri tangayı giy. Üstüne de beyaz gömlek ve siyah pantolon giymeni istiyorum.
B: Tamam efendim. Siz nasıl isterseniz.
Annem bekaret kemeriyle, anal plugı yerleştirdi içime. Tangamı da giydim.
A: Ben makyaj yapıcam. Hazırlan hemen.
Koşarak hazırlanmaya gittim. Üstümü giyinip saçımı yapmıştım. Annemin yanına gittim dört ayak üstünde. Annem makyajını yapmaya devam ediyordu. Çok güzel olmuştu. Eğildim ve ayakkabının üstünden çoraplı ayaklarına öpücük kondurdum.
A: Çok mu sevdin sen ayaklarımı ahahahah.
B: Evet efendim çok sevdim.
A: Bana hizmet ettikçe yerin onun dibi zaten.
B: Öyle tabiki efendim.
Annem çantasını aldı kapıya yöneldi. Bende ayağa kalktım ve evden çıktık. Arabaya gittik annem kapısını açmam için bekledi. Arka koltuğa oturdu annem. Bense şoför gibi olmuştum resmen. Alışveriş merkezine sürdüm.
A: Beğendiğim şeyler vardı ne zamandır. Onları alalım bugün güzelce.
B: Siz nasıl isterseniz.
AVMye geldiğimizde indik ve kapısını açtım. O önde, ben arkasında takip ediyordum. Ayakkabı mağazasına girdik önce. İki ayakkabıyı beğenmiş daha önce onları gösterdi bana. Bir tanesi yılan derisi motifli stilettoydu. Ötekisi ise kırmızı önü ve topuk kısmı açık, ince çelik topuklu ayakkabıydı. Çalışan gelmişti ama annem gerek olmadığını söyleyerek gönderdi. Ben ikisini de denettirdim. O kadar güzel olmuştu ki kapanmak istiyordum ayaklarına. İkisini de aldım ve poşetleri taşıyarak annemi takip ettim. Daha sonra iç çamaşırı satan bir mağazaya girdik ve envai çeşit ince çorap, jartiyer ve iç çamaşırı aldı. Çok güzel tangalar almıştı. Hepsini ödedim ve onlarında poşetini alarak annemi takip ettim.
A: Aldıklarımın bazılarını senin için aldım. Gidince veririm koyarsın dolabına.
Diyerek göz kırptı bana.
B: Teşekkür ederim efendim.
Annemle yürüyorduk ve annemin arkadaşı Damla teyzeyle karşılaştık. Öpüşüp sarıldılar. Sonra benle selamlaştı.
D: Ay canımmm ne kadar zaman olduu.
A: Ay evet canimm.
D: Ne kadar güzel olmuşsun ya, kendine bakıyorsun.
A: Teşekkür ederim canım. O senin güzelliğin.
D: İşin yoksa oturalım ayol kahve içelim.
A: Olur canımm.
D: Senin oğlanda baya büyümüş. Maşallah. Yakışıklı ha.
A: Hahahaha evet öyledir oğlum büyüdü tabi ya.
B: Teşekkür ederim Damla teyze.
Bir yandan yürüdük, bir yandan sohbet ediyorlardı. Self servis olan bir yere gittik.
A: Özgün sen al gel bakayım kahveleri.
B: Tabi ne içiyorsunuz.
D: Ay canım ne gerek var ben alırım.
A: Olur mu canım alır Özgün.
Ben kahve almaya gitmiştim. Geldiğimde sohbet ediyorlardı. Oturdum yanlarına.
Damla teyzeye şöyle baktığımda bakımlı ve fit bir görünümü vardı. Sarı saçları omzuna geliyordu. Üzerinde kısa, dar bir elbise vardı. Ayaklarında siyah ince çorap vardı. Siyah topuklu ayakkabılarla da tamamlıyordu.
D: Senin nasıl bakalım işe başlamışsın.
B: Güzel Damla teyze memnunum baya. Alıştım da.
A: Ay alışırsın tabi. Ustası var Allah razı olsun baya yardım etti oğluma.
D: İyi iyi. Dört gözle sarıl valla işine. Allah’tan yardım eden olmuşta. Kurt gibi artık piyasa.
B: Sarılıyorum ya. Valla öyle Allah’tan yardım etti. Alıştım şimdi.
D: Senin adam napıyor. Durumlar aynı mı hala.
A: Hahah evet canım ama bazı şeyler var anlatırım bir ara.
D: Tamam canım konuşuruz. Gel bir ara bana.
A: Tamam canım bende beklerim. Biz kaçalım eve malum akşam yemeği filan.
D: Tamam canım. Görüşürüz sonra.
Vedalaşma faslından sonra arabaya geldik. Anneme kapıyı açtım ve arabaya binerek eve doğru sürdüm. Eve gelmiştik.