Ben Konya`nın küçük bir kasabasında yaşayan üç çocuk annesi bir kadınım. Daima istek ve arzu dolu olduğumu söyleyebilirim. Üç çocuk doğurmuş olmam hiç bir şeyi değiştirmedi. Her küçük kasabada olduğu gibi biz de kocamın ailesiyle aynı evde kalıyoruz. Evimizin hemen yakınında benden üç yaş büyük, 26 yaşında olan kocamın halasının oğlu var. O da evli ve iki çocuk babası. Evlendiğimden beri ona ilgi duymuşumdur. Onun da bana karşı kayıtsız olduğu söylenemez. Lakin belli bir sınırda kalır, sık sık bahçelerimizin yanından geçerken havadan sudan konuşurduk. Ayrılır ayrılmaz da ben kendimi en yakın duvarın dibine atar kendi kendimi tatmin ederdim. Kocamla ilişkimiz ise gayet normaldi. Klasik bir – iki pozisyonda birleşirdik. Yine de her ilişkimizde ben gözlerimi kapar karşımda onu hayal ederdim. En azından bu şekilde orgazm olabiliyordum. Öbür türlü hiç şansım yoktu. Kendisi büyük şehirde kaldığından onu pek sık da göremezdim. Bir defasında kasabaya geldiğinde onun yaklaştığını görür görmez odama gidip önü açık gömleğimi giydim. En güzel kokumu sürerek evlerine gitmeye karar verdim. Çünkü biliyordum ki evlerinde kimse yoktu. Ailesi bahçeye çalışmaya gitmiş ve akşama kadar dönmeyeceklerdi. Bu da beş – altı saat demekti. Kapılarına vardığımda her tarafım titriyordu.Gülerek kapıyı açtı. “Hoşgeldin” dedikten sonra ne istediğimi sordu. Bir yandan da gözleri boynumu ve göğüslerimi tarıyordu. Ben ise sabırsızlıkla ilgilendiğini belli eden bir söz söylemesini bekliyordum. Boğuk bir sesle evde ekmek kalmadığını varsa biraz ekmek almaya geldiğimi söyledim. Mutfağa yöneldi. Ben de hemen avlu kapısını örterek peşinden gitlim. Bu sırada kocamı sordu. Kocamın ilçeye çalışmaya gitliğini ve üç – dört gün gelmeyeceğini söyledim. Benim sözüme cevaben imalı bir şekilde benim ne yaptığımı sorunca beklediğim anın geldiğini anladım. Ben de aynı şekilde “Sen karın olmadan onbeş gün nasıl duruyorsun?“ diye sordum. “Asıl sensiz nasıl duruyorsun diye sorsana“ dedi ve beni belimden kavradı. Dudaklarıma yapıştı. Bir taraftan gömleğimin düğmelerini çözüyor, eşarbımı çıkartıyor, bir taraftan da adımı mırıldanıyordu. Kucağına aldığı gibi beni oturma odasına götürdü. Kanapeye uzattı. Kendisi yerde, dizlerinin üstünde duruyordu. Önce göğüslerim, sonra göbeğim derken kasıklarımı ve bal kutumu yaladı, bitirdi. Benim elimse onun haşmetini açığa çıkartmak için büyük bir gayret gösteriyordum ve açıktaydı. Bu arada ben ilk doruğa ulaşmıştım. O ise hala devam ediyor, ayaklarıma kadar yalıyordu. Kocamla olan monoton ilişkiden bıkmış, değişik şeyler deneme heyecanı içindeydim. Bundan iyi de fırsatım olamazdı. Ona aynı şekilde yatmasını söyledim. Bu defa dizlerimin üzerinde aynısını ona yapmaya başladım. Onu yavaşça dudaklarıma götürdüm. Ağzımın içine aldığımda dünyalar benim olmuştu.Yalıyor, öpüyor, ağzımın derinliklerine kadar sokup çıkartıyordum. “Hazır ol, geliyorum“ diye bağırdığında ağzımın içine güzel bir şeyin dolduğunu hissettim. Bu sırada bir kere daha boşaldım. Biraz yorulur gibi olduğumdan daracık kanapede yanına uzandım. Elim hala aletindeydi. O sertliğinden, arzusundan hiç bir şey kaybetmemiş beni öpmeye devam ediyor, boynumu kulaklarımı emiyor, bacakaramı okşuyor, bana çeşitli iltifatlarda bulunuyordu. Uzun uzun yalayıp benim de hazır olduğumu anlayınca hemen bacaklarımın arasında yerini aldı. Çılgınlar gibi beni hoplatmaya başladı. Çıldırmak üzereyken haşmeti bacakaramdan çıkardığı gibi göğüslerimin üzerinden tutması bir oldu. O kadar hızlı fışkırtıyordu ki ta yüzüme kadar geliyor, dudaklarıma, yanaklarıma, gözlerime yayılıyordu.Resmen eriyip bitmiştim. Bacakaramdan gelen sıvılar kanapede büyük lekeler oluşturmuştu.Artık uzun bir süre yerimden kalkamayacağımı zannederken dışarı çıktı, elinde geniş bir su kabıyla geri geldi. Elini suya sokup göğüslerimi ıslattı. Su buz gibiydi, belli ki buzdolabından çıkmıştı. Soğuk suyun etkisiyle vücudum gerilmeye başladı. Bu defa beni kanapede ters çevirip yüzüstü yatırdı. Ağzını suya batırıp ensemden öpmeye başladı. Kalçalarıma geldiğinde ben artık tekrar doldurulmuş bir akü gibiydim. O ise kalçalarımın arasındaki derinliklerde bir şeyler arıyordu. Dudakları baldırlarıma kaydığında parmağı da arkamdaki deliğe girmiş, başka bir şeyin habercisi gibi içeride ön araştırma yapıyordu. Ben de tam hazırdım. Hemen ayaklarımı kanapeden indirdim. Ellerim kanapede kasıklarım kanapeye dayalı eğildim ve arkama yaslandı. Organı bacaklarımın arasında bir çelik parçası gibiydi. Önce ön kuyumda hoş bir sondajlama yaptı, daha sonra çıkarıp o mor deliği genişletmeye başladı. Bu pozisyon inançlarıma ters düşmesine rağmen içimde öyle karşı koyamayacağım bir istek vardı ki anlatamam. Zorladı, zorladı… İçimde gidip geldikçe dünyalar benim oluyor ve saatlerce, günlerce devam etmesini istiyordum. Ama her tarafım kasılmaya başladı. O da büyük zevk alıyordu. Bacak aramdan sular gelmeye başladığında arkamın da basınçlı bir sıvıyla dolduğunu hissediyordum. Bugüne kadar ömrümün tek güzel günü buydu. Yalnız bir şeyi merak etmiştim. Akşam karısını mutlu edebilmiş miydi?Gönderen: F.E.-Konya