40 yaşında, 15 yıllık tır şoförüyüm. Çift kabinli Renault marka bir çekicim var. Bununla yurdumun her tarafını gezdim, geziyorum. Bu nedenle sürekli evden uzaktayım. Annem, eşim, 19 yaşında kızım ve 18 yaşındaki oğlum birlikte oturuyorlar. Çocuklarımı okutabilmek, evimi geçindirebilmek için ömrüm yollarda geçiyor. Arabam hem ekmek teknem, hem evim gibidir. Çeşitli yerlere iş için gittiğimde onun içinde yatar kalkarım. Bu yolculuklar sırasında daha önce gitmediğim bir yere iş çıkarsa evdekilerden isteyeni de yanıma alırım, bu sayede onlarda hemen hemen her yeri gördüler. Yarın sabah Mardin’e doğru yola çıkacağım ve bu yolculukta eşim benimle gelecek, Hem yeni bir yer görecek, hem sohbet ederek tatlı bir yolculuk yapacağız. Sabah erkenden evdekilerle vedalaşıp yola koyulduk. Bu yolculuklar sırasında yollarda eşimin hazırlayıp yanıma verdiği yiyecekleri yediğim için az masrafla gidip geliyorum. Hele o da yanımda olunca temelli masrafsız yolculuk oluyor. Şakalaşarak, sohbet ederek yolculuğumuza başladık. Figen bi tanem ileride nehir kenarında bir kır kahvesi olacak durup çay içelim, dinlenelim dedim.Olur hayatım, hem ayaklarımızı açmış, hem de temiz hava almış oluruz dedi. Kır kahvesine geldiğimde parkına çekip arabayı kilitledim ve bahçeye girip çaylarımızı söyledik. Figen canım bak ne diyeceğim, yola çıkınca üzerini değiştir, seksi bi şeyler giy, yolda seni seyredeyim, evde bi türlü yalnız kalamıyoruz dedim. Hınzır aklın fikrin mikroplukta bakalım düşünürüz dedi. Yola koyulduktan sonra şoför mahallinin arkasına geçip perdeyi çekti.Gözünü yoldan ayırma sevgili şoförüm, ama kulağın bende olsun dedi. Kulağıma gelen seslerden bavulunu kurcaladığını kıyafet aradığını anlıyordum. Biraz sonra perdeyi açıp yanıma geçti, gözlerim yerinden fırlayacaktı neredeyse. Sen bana kazamı yaptıracaksın dedim. Üzerine bol bir mini etek ve yine bol bir tişört giymiş, içine bir şey giymemişti.Yoksa altında da mı bişey yok dediğimde gözünü yoldan ayırmadan elinle kontrol et dedi. Elimi uzatıp eteğin altına soktum ve parmaklarım sıcacık amcığa değdi. Çekmeden dudaklarının üzerinde gezindirdim, sıcaklığını ve ıslaklığını hissetmeye çalıştım. Aslında yanında çırılçıplak oturmak isterdim ama kamyonunu tanıyan bi tanıdık beni görebilir diye vazgeçtim dedi. İyi etmişsin derken parmağını derinliklerine doğru daldırmaya başladım, kendini öne kaydırıp bacaklarını ayırdı ve elimi tutarak amcığına bastırdı. İkinci parmağımı da ıslaklığa kaydırmaya başladım. Elimi tutarak kendini ileri geri yaptırıp parmağıma kendini sokturup çıkartmaya başladı. Kıvranıyor, çığlıklar atıyor, evde yapamadıklarını, söyleyemediklerini söylüyordu. Elimi çekip kendimi öne kaydırdım, hadi bakalım göster marifetini dedim. Fermuarımı indirip yarağımı çıkartı ve avucuna alıp sıvazlamaya başladı. Sikici Hakkım nerede büyüttün bu balta sapını, yollarda benim olmadığım zamanlarda hangi orospulara sokuyorsun bu yarağı söyle bakayım dedi. Her köşe başında gördüğüm etekliğin yanında durup seni hayal ederek yer yerlerinden sikiyorum onları. Sanki seni yırtıyormuş gibi amlar, götler ağızlar sikiyorum dedikçe yarağımı daha sıkı kavrayıp sıvazlamaya devam etti. Sağ kolumu altından uzanıp dudaklarının arasına alıp ağır ağır emmeğe başladı. Bende ona yardım etmek için kalçalarımı oynatmaya başladım. Arada bir ağzından çıkarıp, Oh kocacığım beni ağzımdan mı sikiyorsun şimdi, başka nerelerimden sikeceksin diye bağıra bağıra soruyor bir yandan da amcığını parmaklıyordu. Çığlıkları arasında ağzının derinliklerine boşaldım.